10 Aralık 2015 Perşembe

Kilimcinin Kör Oğlu!





Bir nevi ‘sarı çizmeli Mehmet ağa’ anlamına gelen deyim. Tanışmayı çok istediğim ‘şahsına munasır’ dilime dolanan bir kişilik veya her yerde tanıştığımız aslında hiç tanımadığımız varlık anlamlarını da yükleyebiliriz.
‘Kilimcinin kör oğlu’ deyimini günlük hayatımızda çok sık işitir hatta birçoğumuzda kullanırız. Önemsiz bir kişiyi veya olayı tarif ederken kullanırız genelde…!
Bu deyim; ‘elinin körü, kilimcinin körü’ gibi çeşitli ifadelerle de kullanılır. Aslında saygısızlık ifadesidir.
Hem bahsi geçen şahsa hem de karşınızda ki sohbet ettiğiniz size sorun soran şahsa bir saygısızlık. Amiyane bir deyim yani.
Gelelim kilimcinin kör oğullarına…!
Yukarıda saygısızlık ifadesi dedik demesine ama bu deyimi hak eden çevremizde onlarca insanı da görmezden gelmemek lazım.
Bu deyimi hak eden o kadar zayıf karakterli, o kadar kişiliğini kaybetmiş insan var ki bazen hangi birine; ‘kilimcinin kör oğlu’ diyeceğimizi şaşırıyoruz.
Bu deyimin tarihçesi, nerden çıktığı, hangi olay neticesinde söylendiği, kilimcinin kim olduğu ile ilgili bir bilgim yok ama ‘kilimcinin kör oğlu’ oldukça çok.
Size camiamızdan bir tane ‘kilimcinin kör oğlu’nu anlatmak istiyorum.
Bir varmıııışşş, bir yokmuuuuşşşş…!
Evvel zaman için, kalbur saman içinde bir ‘kilimcinin kör oğlu’ varmıışşşş…!
Bu oğul, o kadar uğraşmasına, o kadar didinmesine rağmen bir türlü saygınlık kazanamıyormuş. Ne yapsa ne etse boş…!
Kimse bunu takmıyor, adam yerine koymuyor, dışlıyorlarmış. Bu kilimcinin oğlu da bu durumu bir türlü hazmedemiyormuş. Ne yapsam da saygınlık kazansam diye düşünürken, aklına bir cinlik gelmiş.
Bu arada bizim kilimcinin oğlu cehaletinin, kişiliğinin, karakterinin dahi farkında olmadığı için saygınlığı farklı yollardan aramaya başlamış.
Başlamış onun bunun açığını aramaya…!
Bizim cahil, kişiliksiz oğul, aklınca birilerinin açığını, sıkıntısını bulursa belki saygınlık kazanacak!
Birilerinin açığını da bulmaya başlamış, hatta bakmış ki defosuz adam yok. Bunu gören bizim kilimcinin oğlu önüne geleni sıkıştırmaya, amiyane tamirle toslamaya başlamış.
Bir süre sonra bu iş hoşuna gitmeye başlamış bizim kilimcinin…!
İnsanların karşısında alttan aldığını, ya da ses çıkartmadığını ya da boşverdiğini görünce ‘tamam demiş ben oldum, saygınlık kazanmaya başladım!’
Bizim cahil kilimci, mutlu-mesut herkesi ezdiğini düşünerek, işine devam ederken, olacak ya hiç olmadık birine toslamış.
Tosladığı da asla bizim kilimci gibi çakallara prim vermeyen sağlam birisi.
Sonra ne olmuş dersiniz…!
Sonrasını ‘kilimcini kör oğlu’ düşünsün…!

Mustafa Dağhan 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder